23 Mart 2011 Çarşamba

AÇLIK OYUNLARI \ SUZANNE COLLINS

Bu kitabı  bir arkadaşımın tavsiyesiyle aldım. Önce kitabın arkasını okudum, arkada önemli yazarların yorumları vardı. Ben tüm kitaplar için bu yorumların abartılı olduğunu düşünüyordum. Fakat bu kitabın arkasındaki yorumlar az bile yazılmış. Bu kitap diliyle, anlatımıyla, sürükleyiciliğiyle ve kurgusuyla kesinlikle mükemmel bir kitap...
Tam adı gibi kitapta zorlu bir oyun anlatılıyor. Bu oyun ormanlık bir arazide çeşitli mıntıkalardan gelen haraçların oynadığı bir oyun. Aslında bir ölüm kalım savaşı demek daha doğru olur. Çünkü bu oyunun sadece bir tane galibi olmak zorunda, güçlü, akıllı, dayanıklı ve çevik olan bu oyunu kazanıyor. Kitabın alt yapısı bu kurgu üzerine kurulmuş ve ben sizlerle bu oyunun kazananını açıklamayacağım, çünkü bu kitap gerçekten okunmaya değer bir kitap. Sadece bir ipucu verebilirim, kazanan ya kitabımızın konusu olan 12. mıntıkadan bir kişi olacak ya da 1., 2. ve 3. mıntıkalardaki haraçlardan biri olacak. 1., 2. ve 3. mıntıkanın haraçları küçük yaşlardan beri oyunlar için eğitim alırken 12. mıntıkanın haraçları onların yanında çok güçsüz kalıyor. Ama cevap kitabın içinde saklı ve cevabı ancak bu kitabı okuyarak bulabilirsiniz.
Kitabı olan filmleri sevmediğimi daha önce söylemiştim, fakat bu kanım bu kitap için geçerli olmayacak sanırım. Açlık Oyunlarının filmi 2012'nin Mart ayında bizlerle buluşacakmış.Bu filmi işin gerçeği sabırsızlıkla bekliyorum.
Kitap seri halinde üç kitap, ben şimdiden ikinci kitap olan "Ateşi Yakalamak"a başladım bile... Bence sizde hiç vakit kaybetmeden kitapları alın ve okumaya başlayın. Son tavsiyem önce ilk kitap olan "Açlık Oyunları"nı alayım sonra diğer kitapları alırım diye düşünmeyin,çünkü bu kitaptan çok memnun kalacaksınız ve ilk kitap biter bitmez ikinciye geçmek isteyeceksiniz.

15 Mart 2011 Salı

STEVE JOBS \ APPLE

Bu kitabı bir hocam hediye olarak verdi ve bende okuduğum bölüm ile alakalı olduğu için ve ilgimi çektiği için kitabı okudum. Kitapta gerçekten hayata sıfırdan başlamış bir insanın bir süre sonra bir dünya ikonu haline gelmesi anlatılmış. Steve Jobs evlatlık olarak kendi ailesi tarafından başka bir aileye verilen bir çocuk... Fakat evlatlık verildiği aileden her konuda destek görmüş ve onlara her istediğini yapmıştır. Daha lise döneminde yakın arkadaşıyla birlikte bir garaj da teknoloji üzerine bir şeyler üretmeye başlamış, ve aslında o günden bugüne kadar çok fazla gelişim gösteren bir kişi. Hırslı, sinirli, asabi ve kesinlikle çok başarılı ve tuttuğunu koparan bir insan. (Belki de başarının sırrı tüm bu özelliklere sahip olmaktır.) Steve Jobs bir arkadaşıyla birlikte henüz üniversite eğitimini tamamlamadan bir şirket kurmaya karar veriyor ve bu şirkete elma bahçelerinden aklına gelen "APPLE" ismini uygun görüyor. Bu şirkette etrafındaki kişilerle birlikte Macintosh diye bir bilgisayar üretiyorlar, fakat bu bilgisayar insanların isteklerine çok fazla yanıt vermiyor. Apple bir maddi sıkıntı içine giriyor ve başka bir bilgisayar daha üretiyor. Sonrasında bu bilgisayarı ilkine göre daha fazla insan kullanıyor ve Apple ivme kazanıyor. Ancak bu dönemde Steve Jobs şirketi kurduğu arkadaşı Woznaik ile bir takım problemler yaşıyor ve kendi kurduğu şirketten bir anlamda kovuluyor. Birlikte çalıştığı insanlar onun çok zor bir insan olduğunu ve onlardan iş anlamında hep daha fazlasını beklediğinden şikayetçi oluyor ve kimse onunla çalışmak istemediğinden şirketten çıkmak zorunda bırakılıyor. O dönemler Steve Jobs için oldukça zorlu geçiyor fakat tabi ki de pes etmiyor ve Pixar diye bir şirkette çalışmaya başlıyor. Bu şirket Disney ile bir anlaşma imzalayarak animasyon filmleri hazırlayan bir şirkete dönüşüyor Steve sayesinde... Bundan sonra ise her şey çok hızlı bir gelişim gösteriyor Pixar'ın hazırladığı filmler çok sayıda insan tarafından beğeniliyor ve çeşitli olaylardan sonra Steve tekrar kendi kurduğu Apple'ın başına geçiyor. Çünkü ondan sonra CEO olan insanlar Apple'ın ruhunu anlamıyor ve Apple gerçekten maddi anlamda zor bir uruma düşüyor ve şirketi bu durumdan kurtaran kişi Steve Jobs oluyor. Sonrasında çıkan yeni bir bilgisayar, İpod, İtunes derken Apple çok güçlü bir şirket haline geliyor. Jobs kendi kurduğu şirketi gerçekten bir ikon haline getiriyor. Apple hakkında müşterilerin tek şikayeti ürünlerin rakiplerine göre pahalı olması ama Apple artık son çıkardığı ürünlerle bunu da yenmiş gibi görünüyor. Yine de şunu unutmamak gerekir: Pahalı olan ürünler gerçekten iyidir.
Kitabın özetini kısaca yukarıda yaptım, fakat gerçekten Steve Jobs'u daha iyi tanımak için bu kitabı kendinizin okuması gerekir. Çünkü; ancak bu sayede Jobs'un neler başardığını, basamakları ne kadar hızlı çıktığını ve ne kadar başarılı olduğunu anlayabilirsiniz.
Kitapta bazen aralara çok fazla insanın varlığı karışsa da, kitap bir biyografi olarak oldukça başarılı... Fakat bazı yerlerde detaylara çok fazla girilmiş ve bu detaylar Jobs'un hayatıyla ilgili değil. Bu anlamda detaylar biraz daha hafife indirilmiş olsaydı daha keyifli okuyacağıma inanıyorum.

8 Mart 2011 Salı

Kay Hooper } KORKU AVI

Korku Avı: Başlangıçta yazar ilk 2 sayfa da Brady Gilbert diye bir kızın bir sapık tarafından kaçırıldığını ve diri diri gömüldüğünü anlatıyor. Sonrasında ise bölümler birbirini takip ediyor, fakat yazar bu kitabında diğer kitaplarının aksine bölümü sonuca bağlamıyor. Aksine bölümleri sonlandırmadan okuyucunun aklında soru işaretleri bırakmayı hedefliyor. Ve bence bu konuda da gayet başarılı oluyor. Kitabın ilk sayfalarından son sayfalarına kadar benim merak duygumu canlı tutmayı başardı. Hele ki kitabın kahramanları olan şerif Metcalf'ı ve falcı (gerçekte gizil) olan Madam Zarina'yı gerçek adıyla Samantha'yı kaçırmasıyla merak duygusu, heyecan, ürperti gerçekten her yanınızı sarıyor ve kitabı elinizden bile bırakamıyorsunuz.
Bence, yazar bu kitabıyla gerçekten zirveye ulaşmış, işin açıkçası bu kitap beni fazlasıyla etkiledi. Yazarın dili ve sürükleyiciliği diğer kitaplarında da olduğu gibi şahane... Bu kitabın kısaca da olsa özetini yapmak istemiyorum, çünkü kitap gerçekten okunmaya değer ve ben sizlerin de bu kitabı okumasını istiyorum. Katil Metcalf'ı polis olmasına rağmen kaçırdı ama Metcalf kurtulabildi mi? Peki katil Metcalf'ın sevgilisi olan Lindsay'i de kaçırdı peki O sapık katilin elinden kaçmayı başardı mı? Samantha gizil olmasına, kendi geleceğini görmesine rağmen Samantha kendi geleceğini görüp katilin onu kaçırmamasını sağlayabildi mi? Arkadaşlarına bunlar olurken FBI da görev alan ve çok iyi bir polisin yanı sıra gizil olan Lucas onlara yardım edebildi mi? İşte tüm bu soruların cevabını size ben vermeyeceğim, kesinlikle kitabı okuyup bu soruların cevabını bulmalısınız. Umarım kitabı okuyup benim aldığım lezzeti alırsınız Kay Hooper'ın bu kitabından... İyi okumalar :)